Halkın öz gücü ile gerçekleştirdiğimiz Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali’nin Antakya ayağı başarıyla tamamlandı.
“Asi’den Deniz’e Yaşamak Direnmektir!” şiarıyla düzenlediğimiz festivalimiz için ilk günün startını Rezerve karşı direnen Çekmece’de geniş sokak duyuruları ile davet bildirilerinin dağıtımıyla başladık. Abdullah Cömert Parkı’ndan başlayarak Gazi Mahallesi ve yukarı Çekmece’ye varan bir duyuru çalışması yaptık. Saat 17.00’de yaklaşık 45 kadınla masal anlatısı ve sohbet etkinliğinde bir araya geldik. Akşam 8:00’de standımızı kurarak bildiri ve gazetelerimizi kadınlara ulaştırdık. Halk şenliği ile günü kapattık. Antakya ayağının ikinci günü olan 10 Temmuz’da gençlerle duvar boyama, grafiti etkinliği ve Ali İsmail Korkmaz’ın mezar başı anması gerçekleşti. Akşam 17.00’de Serinyol Derneğimizde ve komşularımızın dayanışarak açtığı evlerin bahçe ve avlularında çocuk atölyeleri gerçekleşti. Akşam Serinyol’da 6 Şubat depreminde simgeleşen Kavak Apartmanı’nın yerinin hak sahiplerince tarafımıza festival alanı olarak açılan alanında çocuk şenliği gerçekleştirdik. Pantomim gösterisi, tiyatro ve Şubadap çocuk konseriyle gerçekleşen şenlikle günü kapattık.
Festivalimizin 3. günü olan 11 Temmuz’da Rezerv alan ilan edilen Gültepe’de saat 17.00’de çocuk atölyeleri ve 19.30’da çocuk şenliği gerçekleşti. Aynı gün Serinyol Mor Dayanışma derneğimizde genç kadınlarla sağlık atölyesinde buluştuk. Akşam 20.00’de film gösterisi eve gençlik konseri ile günü kapattık.
Festivalin Antakya ayağının 4 günü 12 Temmuz’da Serinyol Mor Dayanışma derneğimizde saat 17.00’de müzik dinletisi, erbane dinletisi ve kentin hafızası üzerine sohbetle kadın buluşmamızı gerçekleştirdik. Birlikte şarkılar söyleyip kentin yeniden inşasını nasıl örgütleyeceğimizi hep birlikte konuştuk . Akşam 20.00’de Kavak Apartmanı yerinde gerçekleşen halk şenliğinde standımızı açtık. Bandista konserinde yıllardır kadın eylemlerinde marş olmuş ‘’Olur Olmaz’’ şarkısını kadınlarla sahneden hep beraber söyledik. Günü ve festivalin Antakya ayağını halk şenliğiyle kapattık.
Dört gün boyunca sponsorluk olmadan halkın öz gücüyle gerçekleştirdiğimiz bu festival halkın hafızasında yeniden yeşermek, ortak bir duyguda buluşmak gibi binlerce yıldır bu topraklarda kutlanan evvel temmuzun anlamı ve değerlerinin yeniden canlanmasıyla yer edindi.
Festival eğlendiğimiz, dayanışma ruhunu ortaya koyduğumuz bir deneyim oldu. Binlerce yıllık geçmişe sahip evvel temmuzun hatırlattıkları ve değerleriyle örgütlediğimiz festival özellikle depremden sonra rezerv ve istimlak yasaları gibi çeşitli saldırılara karşı direnen halkın umudu ve dayanışmayı büyüttüğü ve elbette asimilasyon, inkar ve göç politikalarının karşısında gitmedik buradayız sesimizin yükseldiği, kültürümüze ve ana dilimize sahip çıktığımız, halkın öz gücünü ortaya koymasıyla da daha da bir anlam kazandı. Farklı şehirlerden gelen gönüllülerle, Antakya halkı arasında kurulan köprü; evlerin avluların, sokakların, bahçelerin, sofraların buluşma yerlerimiz, sahnelerimiz, etkinlik alamnlarımız olmasıyla daha güçlendi. Ortak duygularda bir araya geldik. Kadın etkinliklerinde kentin hafızasını yoklarken arapça şarkıların ezgilerin, direnişlerde yer ediş biçimlerimizin hatırlattıklarını konuşturk. Bir arada olmanın, kente sahip çıkmanın önemini, daha yaşanılabilir bir dünya için bu hafızayı diri tutmanın kıymetini bir kez daha görmüş olduk.
Festivalimiz çocukların da festivalidir dedik ve oyunları ellerinden alınmaya çalışılan sistem içinde görünmez kılınmaya çalışılan çocukların festivalini gerçekleştirdik. Kadınların, gençlerin, direnen halkın festivalidir dedik; festival süresince her bir etkinlikte, buluşmada Arap Alevi halkının birlikteliğini, kolektif gücünü ve festivalini sahiplenişini gördük.
“Asi’den Deniz’e yaşamak, direnmektir.” şiarını da halkla birlikte örgütlediğimiz bu festivalde şüphesiz ortaklaştırdık. Daha nicelerini yeniden açığa çıkan bu kollektif güçle gerçekleştireceğimize ve büyüteceğimize olan umudu diriltenlere selam olsun.