Defne – Arsuz Deneyimleri

Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali, sadece bir kültür sanat festivali değil. Bu festivale hayat veren gönüllüler, toplumsal mücadeleyi ve ortaklaşa yaşayarak hep birlikte üretme deneyimini inşa ediyor. Festival bağlamında bu deneyime şahitlik eden katılımcıların samimiyetle dertlerine ortak olduğumuzu gördüklerini, her etkinlik sonrası gözlerimizin içine bakarak edilen teşekkürlerden, kendiliğinden ağızdan dökülen “iyi ve kötü zamanlarda yanımızdasınız” cümlesinden, ekonomik kriz ve depremle derinleşen eşitsizlik deneyimlerinin kadın buluşmalarında kolaylıkla ve hızlıca ifade edilişinden, çocuk atölyelerinde paylaşılan zorlayıcı duygulardan, gençlerin halk şenlikleri ve gençlik konserlerinde yükselen seslerinden ve yumruklarından okuyabiliyoruz.

Gönüllü ağımız hızla ve kendiliğinden büyüyor. Defne’de çocuk atölyeleri için duyuru yaparken karşılaştığımız çocuklar, festivale arkadaşlarını beraberlerinde getirerek geldiler. Aynı şekilde gençler ve kadınlar da, festivalde hiçbir erzak yardımı yapmıyor olmamıza rağmen çevrelerine haber vererek katılımı arttırdılar. Samandağ’da bu şekilde gönüllü ağımıza dahil olanlar, festivalin bir ucundan tutmak için tüm zorlu koşullara rağmen Defne’de yanımızdaydı. 20-23 Temmuz’da Serinyol’da devam edecek festival için bizi Samandağ ve Defne’den arayıp nasıl destek olabileceklerini soranlar oluyor.

14 Temmuz’da Harbiye şelalelerine elimizde reyhanlarla ve bahhurlarla gerçekleştirdiğimiz yürüyüş’te yüzlerce insan hep bir ağızdan “Unutmak yok, affetmek yok, helâlleşmek yok.” diyerek haykırdık. Praksis Müzik Grubu’nun yol boyunca çaldığı ‘Asfur’ şarkısı kederimizi, Farfur’un “bizi terk edenleri bizi unutanları unutmayacağız” çığlıkları öfkemizi, buğulu gözlerle yan yana atılan her bir adım dayanışmamızı örgütledi. Yürüyüşe katılan gönüllüler ve katılımcılar, ömür boyu hatırlayacakları bir deneyim yaşadıklarını ve duygulanımlarının kelimelerde ifade edilemeyecek yoğunlukta olduğunu ifade ettiler.

Bu atmosferi yaratan etkenlerin başında, festivalimizin halkın özgücüne dayanması ve sponsorsuzluk ilkesinin geldiğini düşünüyoruz. Şehir dışından ve diğer ilçelerden gelen gönüllüler Defne’deki festivali yaratma sürecinde depremzedelerin kaldığı çadırlarda kalarak deneyimledikleri ortak yaşamı anlatırken hep benzer cümleleri kuruyorlardı: “İnsani olmayan koşullarda yaşam mücadelesi veriliyor.” / “Halka eziyet etmek için öğlen saat 12’de uzun kuyruklar oluşturacak şekilde su dağıtımı yapılıyor. Neden çadırlara serin bir havada dağıtılmıyor?” / “Depremden çok daha şiddetli bir insansızlaştırma politikası uygulanıyor.”

Depremzedelerin kaldığı çadırlarda, suya, barınmaya, sağlığa, yiyeceğe, ulaşıma erişilemeyen, böcek ve salgın hastalıkların artarak koşulları giderek daha da yaşanamaz kılışına şahit olan gönüllüler Arsuz’a geldiklerinde bambaşka bir tablo ile karşılaştıklarını ifade ediyorlar. Arsuz Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşen festivalin çocuk programına katılım diğer ilçelerdeki gibi yüksek değil. Bunda çevredeki yazlık sitelerin deprem dolayısıyla boşaltılmış olmasının etkisi yüksek. Gelen çocukların tamamı Şubadap Çocuk Şarkılarını biliyor. Görece üst sosyoekonomik sınıftan ailelerin çocuklarının katıldığı etkinliklerde, temel hakların yanında kültür sanata erişimlerinin deprem öncesinde ve sonrasında çadırda ve konteynırlarda kalanlara kıyasla çok yüksek olduğunu, etkinlik yürütücilerinin deneyim paylaşım çemberinde dinledik. Amaçlarımızdan biri sosyal adaletsizliğin depremle daha da can alıcı hale getirdiği eşitsizliklerin üstüne gitmek olduğundan, önümüzdeki sene Arsuz’da etkinlikleri kapalı bir merkez yerine mahallelerde, sokaklarda, bahçelerde gerçekleştirmeye karar verdik.

Defne’de festival etkinliklerinin duyurularını yaparken “bize vereceğiniz bir şeyler var mı?” diye soran biri olmuştu. “Size bir arada olma, omuz omuza vererek kederiyle, öfkesiyle tüm zorlayıcı duygularımıza neşeyi de ekleyerek depremle yıkılan ve politik saldırılarla yok edilmek istenen kimliğimizi, kültürümüzü, varlığımızı ve kentimizi yeniden ayağa kaldırma olasılığını yeşertmek için buradayız.” cevabını vermiştik. Mahalle ve köylerde sesli ve yüzyüze yaptığımız tüm duyuru ve davetlerde, amacımızı haykırmaya devam ediyoruz. Duyuluyor ve karşılık buluyor olması motivasyonumuzu, dayanışma ve mücadele kaslarımızı daha da güçlendiriyor.

Dayanışmayı büyütmeye Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali’nin Serinyol etkinliklerine herkesi bekliyoruz.